26 Mayıs 2025 13:54

Bakan Tekin, Mogan Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Uygulama Otelinde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Bakanlık olarak ilk hedeflerinin ülkesinin ve milletinin değerlerine sahip çıkan gençlik yetiştirmek olduğunu, bunun için çaba sarf ettiklerini belirterek çocukların demokrasiyi, dilini, kültürlerini ve değerlerini içselleştirerek mücehhez biçimde yetişmesini arzu ettiklerini söyledi.
 
Yarın 27 Mayıs 1960'taki askeri darbenin yıl dönümü olduğunu anımsatan Tekin, darbenin ardından idam edilen Başbakan Adnan Menderes'i ve arkadaşlarını minnetle andı.
 
Öğrencilerin demokrasiyi bilmeleri için müfredata bu hususlarda vurgu yaptıklarını aktaran Tekin, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile bu anlamda 27 Mayıs'ı, 28 Şubat'ı ve 15 Temmuz'u çocuklarımız öğrensinler, bilsinler ve neye sahip çıkması gerektiğinin farkında olarak eğitimlerini alsınlar arzu ediyoruz. Bu, bizim için çok önemli. Biz bunları deklare ettiğimizde demokrasinin güçlenmesinden ve konsolide olmasından rahatsız olan bazı aktörler bizi eleştirdiler. Yani bu dönemleri çocuklarımızın öğrenmesini arzu etmiyorlar. Biz de tam tersine çocuklarımız kendi değerlerine sahip çıksınlar istiyoruz. Bunu yapmaya da devam edeceğiz." diye konuştu.
 
"Çocuklarımızın önce ana dil konusunda eksikliklerinin olmaması gerekiyor"
Bakan Tekin, yaklaşık iki yıldır attıkları her adımın ulaşmak istedikleri yapının birer parçası olduğunu, birbirinden bağımsız adımlar atmadıklarını bildirdi.
 
2023'ün yaz aylarında ilk attıkları adımlardan birinin çocukların Türkçe'ye vukufiyetleriyle ilgili olduğuna değinen Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Bunun odağında şu var: Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi, bu bir beka meselesi. Bu ülkenin bağımsızlığı, kültürel değerleri ve kurucu felsefesine sahip çıkacak çocuklarımızın önce ana dil konusunda bir eksikliklerinin olmaması gerekiyor. Mevzuyu sadece bir dil ya da kültür aktarımı olarak görmemek gerekir. Ben her ortamda söylüyorum. Çocuklarımızın ana dil okuryazarlıklarının, becerilerinin gelişmesi sadece bu kültür aktarımı için bir unsur değildir. Bu, aynı zamanda çocuklarımızın akademik becerilerinin gelişmesi için de önemlidir. Soruyu cevaplayacak, cevabıyla ilgili bilgisi var ama ya Türkçesi yetersiz olduğu için ya da nasıl okuyacağını bilemediği için soruyu anlamakta zorlandığından cevap veremediğine dair cümlelerle çok karşı karşıya kalmışsınızdır. Çocuklarımızın, 'Aslında ben bunu biliyorum ama soruyu anlamamışım...' cümleleri vardır... Biz bunu da ortadan kaldırmak istiyoruz, akademik becerilerinin gelişmesini arzu ediyoruz."
 
Tekin; öğrencilerin toplumsal yaşam içinde kendilerini ifade etmekte zorlandıkları bir dönem yaşadıklarını, onların aileleriyle sohbetlerinde kendilerini ifade edememeleri, sosyal medyanın dayattığı veya kendi aralarında yaptıkları kısaltmalarla dili sıkıntıya sokacak uygulamalarla karşı karşıya kaldıklarını kaydederek, "Çocuklarımız toplumsal hayatta da toplumla barış içinde, toplumla bütünleşik bir biçimde kendilerini ifade edemiyorlar ve toplumsal barış da tehdit altına giriyor." değerlendirmesinde bulundu.
 
"Türkçemize vakıf oldukça daha başarılı olacaksınız"
Bakan Tekin, öğrencilerin toplumsal hayat içinde saygın ve kendilerini rahat ifade edebilen bireyler olarak yetişmesini arzu ettiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
 
"Kariyer planlamalarını yaparken çocuklarımızın kendilerini ana dilleriyle doğru ifade edemedikleri zaman başarısız olduklarını da görüyoruz. Şöyle baktığımızda ana dil becerileri, kendilerini ana dillerinde doğru ifade edebilmeleri her açıdan önemli. Ana diline hâkim olamayan bir kuşak yetiştirdiğimizde sanattan toplumsal yaşama, akademik alandan bilimsel teknolojiye ve bilgi üretmeye kadar her alanda sıkıntı yaşayacağımız açık.
 
Dolayısıyla biz 2023'ün yaz aylarından itibaren konunun odağına ana dil becerilerimizi, çocuklarımızın Türkçeye vukufiyetlerinin artırılmasını koyduk ve ilk yaptığımız şeylerden bir tanesi, çocuklarımızın Türkçe dersinde başarı notunu 70'e çıkardık. Attığımız adımdan, verdiğimiz karardan dolayı zerre bir tereddüdüm yok. Ben inanıyorum ki siz Türkçemize vâkıf oldukça daha başarılı olacaksınız, daha mutlu olacaksınız, daha üretken olacaksınız."
 
Yine aynı dönem atılan adımlardan birinin de Türkçe ve Türk Dili Edebiyatı derslerinde ölçme ve değerlendirme mekanizmasını değiştirmek olduğunu aktaran Tekin, "Yani test sınavıyla çocukların ana dillerine vukufiyetlerini ölçme mantığını terk ettik. Dört temel beceri üzerinden çocuklarımızın Türkçe ile ilgili durumlarını görmeyi sistemin odağına koyduk. O da bizim açımızdan çok önemliydi." dedi.
 
"Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin odağına da bunu yerleştirdik"
Tekin, Türkçenin zenginliklerine ilişkin bazı projeleri hayata geçirdiklerini anlatarak, özellikle Türkçe ile Türk dili ve edebiyatı öğretmenlerinin bu projelere gösterdikleri ilgiden dolayı çok mutlu olduklarını belirtti.
 
Bu yıl Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında yeni müfredatı uyguladıklarını hatırlatan Tekin, şunları paylaştı:
 
"Ben şunu ifade etmek istiyorum: Biz eğer ana dil becerileri gelişmiş bir şekilde çocuklarımızı yetiştiremezsek bu çocuklarımız toplumsal ve akademik hayatın hiçbir alanında başarılı olamazlar. Çok trajik bir örnek ama yabancı dil becerileri bile gelişmez. 'Çocuklar, OECD ortalamasının yaklaşık iki katı kadar süre yabancı dile zaman ayırdıkları hâlde yabancı dil becerileri istediğimiz düzeyde değil.' eleştirisini hep yapıyoruz. Ben de diyorum ki ana dilinde kendisini gündelik hayatta 200-300 kelimeyle ifade eden bir çocuğun yabancı bir dilde kendisini 500 ila 1000 kelimeyle ifade etmesini nasıl bekleyeceğiz? O yüzden önce ana dil becerilerini geliştirmemiz gerekiyordu. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin odağına da bunu yerleştirdik. Biz bu birbirini tamamlayan bütünsellik içinde çalışmalarımızı yürütmeye devam edeceğiz."
 
Yusuf Tekin, bu ve benzeri projelerle çocukların ana dil becerileri konusunda kendilerini toplumun bir parçası ve millî kültürün devamlılığı için önemli bir unsuru olarak görmeleri konusunda çok istekli olduklarını sözlerine ekledi.